Boşanma davasında nafaka, dava sonucunda taraflardan birinin diğerine ödemekle yükümlü olduğu aylıktır. Nafakanın amacı, boşanma sonrası taraflardan birinin geçimini sağlamak ve boşanma sonucunda oluşacak olası mağduriyeti gidermektir.
Boşanma davasında nafaka talebi, dava dilekçesinde veya yargılama sırasında davayı gören mahkemeye dilekçe vermek suretiyle yapılmaktadır. Nafaka talebinde bulunurken, nafakanın miktarı, ödeme şekli ve süresi gibi hususlar açıkça belirtilmelidir.
Nafaka miktarı, tarafların gelir ve giderleri, çocuğun ihtiyaçları, tarafların kusur durumu gibi hususlar göz önünde bulundurularak mahkeme tarafından belirlenmektedir.
Nafaka, ömür boyu bir yükümlülük değildir. Nafakanın kesilmesi için gerekli şartlar olultuğunda, nafaka kesilecektir.
Türk Medeni Kanunu’nda türlerine göre nafakalar iki ana kategoriye ayrılır: süreli nafaka ve süresiz nafaka. Süreli nafakalar, belli bir süre boyunca ödenir ve nafaka yükümlüsü için nafakanın hangi tarihe kadar devam edeceği önceden kararlaştırılır. Süresiz nafakalarda ise nafakanın sona ereceği koşullar belirli olsa da bu koşulların ne zaman meydana geleceği veya gerçekleşip gerçekleşmeyeceği kesin değildir.
Nafaka, mahkeme kararı gerektiren bir ödeme türüdür. Nafaka yükümlüsü, ilerleyen zamanlarda belirli koşulların meydana gelmesi nedeniyle nafakanın sona erdirilmesini veya ekonomik sıkıntılar yaşadığı için nafakanın azaltılmasını talep etme hakkına sahiptir.
Nafakanın türüne bağlı olarak ödeneceği süre değişir. Örneğin iştirak nafakası, müşterek çocuk 18 yaşına gelene kadar velayet hakkını kullanmayan ebeveyn tarafından ödenir. Dolayısıyla bu nafaka türü sürelidir. Yoksulluk nafakası ise belirli koşullar devam ettiği sürece ödenir ve herhangi bir süre sınırlaması içermez. Tedbir nafakası ise boşanma davası sırasında talep edilen bir türdür ve davayla birlikte son bulur.
Tüm bunlarla birlikte süresiz nafaka ödemeleriyle ilgili milyonlarca kişi mağdur olmaktadır. Örneğin, maddi durumu iyi olan bir kişiyle iki ay bile evli kalan bir kadın, ömür boyu yüksek miktarda yoksulluk nafakası alabilir. Bu nedenle, hükümet tarafından yeni bir düzenleme yapılması ve mağdurlara yardım edilmesi gerektiği belirtilmektedir. Seçim öncesi gündemi de bir süre meşgul eden bu konu Türkiye’nin gündemine ve siyasetine her an geri gelebilir.
Mahkeme, nafaka miktarını belirleme yetkisine sahiptir. Dolayısıyla belirli bir gelir aralığına göre nafaka miktarını zorunlu kılan yasal düzenlemeye göre hareket edilmektedir. Hakim, tarafların gelir durumunu dikkate alarak nafaka miktarını belirler. Tarafların ekonomik ve sosyal durumlarını incelemek için gerekli raporları isteyebilir ve bu bilgilere dayanarak nafaka miktarını adil bir şekilde tayin eder.
Nafaka yükümlüsü ve nafaka alacaklısının ekonomik durumu, çocukların ihtiyaçları gibi faktörler boşanma davasında nafaka miktarının belirlenmesinde etkilidir. Hakim, hakkaniyet prensibi doğrultusunda nafaka miktarını belirlemekle yükümlüdür.
Hayır, nafaka yalnızca kadınlara ödenmemektedir. Hem kadınlar hem de erkekler nafaka talep etme hakkına sahiptir. Örneğin, çocukların velayetini alan bir baba, çocukları için iştirak nafakası talep edebilir ve mahkeme bu talebi değerlendirebilir. Kanunda, yoksulluk nafakasının ödenmesi koşulları yerine geldiğinde erkek eşlerin de bu tür nafaka talep edebileceği belirtilmiştir. Dolayısıyla nafaka hem kadınlar hem de erkekler için geçerlidir.
Asgari ücretli bir kişinin nafaka ödemesi mümkündür. Nafaka miktarı, kişinin gelirine göre belirlendiğinden, asgari ücretli bir kişinin de nafaka ödemesi gerekebilir. Ancak bu durumda nafaka miktarı, asgari ücretin önemli bir kısmını oluşturmayacak şekilde belirlenecektir.
Yeşil kart, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı tarafından verilen, belirli bir gelir seviyesinin altında yaşayan kişilere verilen bir belgedir. Yeşil kart sahibi bir kişinin nafaka ödemesi mümkündür. Boşanma davasında nafaka miktarı, kişinin gelirine göre belirlendiğinden, yeşil kart sahibi bir kişinin de nafaka ödemesi gerekebilir. Ancak bu durumda nafaka miktarı, kişinin gelirine göre daha düşük tutulacaktır.
Türk hukukunda, resmi nikahsız olarak yaşayan eşlere nafaka bağlanamaz. Fakat bu ilişkinin neticesinde bir çocuk dünyaya geldiyse ve bu çocuk baba tarafından tanındıysa, çocuk için iştirak nafakası davası söz konusu olabilmektedir.
Türk hukukunda, nikahsız eş ve evlilik dışı doğan çocuk, mirasçı olarak kabul edilmez. Ancak, miras bırakan tarafından vasiyetname ile mirasçı olarak atanmaları halinde, miras hakkından yararlanabilirler.
Mahkeme tarafından verilen boşanma davasında nafaka kararına itiraz edilebilir. Nafaka kararına itiraz, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde yapılabilir. İtiraz, dilekçe ile mahkemeye yapılır.
Nafaka alacaklısı, nafaka borcunun ödenmemesi halinde, icra takibi başlatabilir. İcra takibi ile nafaka borcunun tahsilinin sağlanması mümkündür. Ayrıca nafaka alacaklısı, nafaka borcunun ödenmemesi nedeniyle, hapis cezasına çarptırılması için şikayette bulunma hakkına da sahiptir. Fakat bu her zaman hapis cezası ile sonuçlanacağı anlamına gelmemektedir.
Nafaka borcunun sona ermesi için, nafakanın türüne göre farklı şartlar vardır. İştirak nafakasında, çocuğun on sekiz yaşına gelmesi, iştirak nafakasının sona ermesini sağlar. Yoksulluk nafakasında ise, nafaka alacaklısının yeniden evlenmesi, yoksulluğunun ortadan kalkması veya ölümü, nafaka borcunun sona ermesine neden olacak sebeplerdir
Boşanma davasında nafaka hakkında en çok merak edilenlere ve bilinmesi gerekenlere değindik. Daha fazla bilgi için bilgi notlarını ziyaret edebilirsiniz. Kanalıcı Hukuk hakkında güncel gelişmelerin takibi için Instagram hesabımızı takip edebilirsiniz.
Av. Mert Kanalıcı
Mert Kanalıcı, Kanalıcı Hukuk Bürosu’nun kurucusudur. 2013 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi’nden onur derecesiyle mezun olduktan sonra İzmir Barosuna kayıtlı olarak avukatlık faaliyetlerini yürütmektedir. Kanalıcı Hukuk Bürosunu kurmadan önce İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanlığının avukatlığı görevini yürütmüştür.